Gerçek Bir Kararı Nasıl Alırsınız?

Gerçek Bir Kararı Nasıl Alırsınız?

2012 yılı Aralık ayında almış olduğum tek bir karar bu işte başarıları getirmeye başladı.

Her şey kararı aldığınız an olmaya başlıyor.

Eğer karar aldıysanız kayıtları almaya başlıyorsunuz.

Eğer karar aldıysanız satış yapabiliyorsunuz.

Ben 2012 yılından önceki o başarısızlıklarla geçen 15 yıl boyunca meğer bir tek karar dahi alamamışım.

Hiç kimseyi suçlayamam. Bunun sorumlusu benim.

Bu konuda demek ki dersime yeterince iyi çalışmamışım.

Aldığım gerçek karar şuydu; sunum videosunu 3 ayda 500 kişiye seyrettirmek. Bu kadar.

Bunu yapacağıma kendi kendime yemin etmiştim.

Sonrasında hiçbir özel reklam, davet, sunum, kapanış, satış vb bir teknik kullanmadım.

Farkında olmadan belki bazı doğruları yapmış olabilirim.

Artık eyleme geçme zamanıydı.

Düşünmekle bir şey olmuyordu. Senaryolar üretmekle, “O yapar mı acaba? Bu yapar mı acaba? Bu ürün alır mı acaba? Çevrem bu ürünü kullanır mı acaba?” soruları ile bir yere varamazsınız.

Ben de varamamıştım. Ne zaman ki gerçek bir karar aldım ve ne zaman ki bu tür olasılıkları düşünmemeye başladım işin inşa olmaya başladı. Bu sorular yanlış sorulardır. Sizi hiçbir yere götürmez. Hedeflerinize bu tür YANLIŞ sorularla ulaşamazsınız.

Ben kendime her gün şu soruyu soruyordum.

“Yarın sunum videomu kim seyredecek?”

Bakın size daveti nasıl yaptığımı da anlatayım da gülün biraz.

Arkadaşımı arıyordum ve şunu söylüyordum.

  • Seninle bir video seyredeceğiz.
  • Konu nedir? ne hakkında?
  • Seyrettiğinde göreceksin. Konu önemli. Buluşuyor muyuz?
  • Ok.
  • Nerede? Ne zaman buluşalım?

Buluşma yer ve saatini konuşuyordum sonra ya onu yakınlara çağırıyordum veya ben ona gidiyordum, ya o evimize geliyordu. Ya da ben onun evine gidiyordum.

Bu arada, bu sektörde çok büyük bir eksiğimiz var hepimizin. Nedir biliyor musunuz?

Artık bir birimizin evlerine gitmez olduk.

Sunumları iş yerlerimizde veya cafelerde yapmaya başladık.

“Evinin terliğini giymediğiniz bir kişi sizin gerçek bir ortağınız değildir” sözüne bence kulak kabartmak lazım.

Biz valla sunumları evlerimizde, mutfak masalarında yan tarafta çaydanlığımız kaynarken yapardık.

Hem arkadaşlarımızda doğru bir ortamda buluşmuş olurduk.

Hem de sunumu sessiz sakin bir ortamda göstermiş olurduk.

Tüm sunumlarınızı bu şekilde yapın demiyorum ancak, bence dikkate alın diyorum.

Gerçek bir kararı almak gerçekten kolay değil.

Çok sancılı bir dönem yaşıyorsunuz karar almadan evvel.

Şunu da söyleyeyim. Bir kez gerçek kararı aldığınız zaman var ya, o kadar rahatlıyorsunuz ki.

Siz hiç farkında dahi olmuyorsunuz bir bakmışsınız kendinizi adaya sunum yaparken görüyorsunuz.

Karar aldıktan sonra uzuvlarınız sizden bağımsız çalışmaya başlıyor sanki.

Beyniniz diğer tüm uzuvlarınıza siz hedefinize ulaşasınız diye gerekli olan komutları size sormadan gönderiyor.

Diğer uzuvlarınız da harekete geçiyor.

Çok tuhaf bir duygu. Mutlaka yaşamalısınız.

Karar aldıktan sonraki 4 ay boyunca komada gibi yaşamıştım.

“Kimlere sunum yaptın? Kimlerle görüştün?” gibi sorular soruyorlar.

“Valla hatırlamıyorum” yeminle…hatırlamıyorum.

Karar aldıktan sonra reddediliş acısı çekmiyorsunuz.

Hayırlar vız geliyor tırıs gidiyor.

Hiçbir şekilde üzülmüyorsunuz.

Sinirleriniz alınmış gibi oluyorsunuz.

Acı hissi yok…

Ne evet alınca göbek atıyorsunuz ne de hayır duyunca karalar bağlıyorsunuz.

Gayet mekanik bir biçimde hedefinize ODAKLANMIŞ bir şekilde rotanızda tempolu bir şekilde ilerliyorsunuz.

Yol boyunca önünüze çıkan engeller sizi olumsuz yönde etkilemiyor.

Her türlü olumsuzluğu gülümseyerek karşılıyorsunuz.

“Bu da benim yolculuğumuz bir parçası” diyorsunuz.

Dönüştünüz form kısaca bu şekilde oluyor.

Eğer negatifler sizi düşürüyorsa, eğer hayırlar sizi düşürüyorsa “Ya ben nerede hata yapıyorum?” diye soruyorsanız siz henüz gerçek kararınızı almamışsınız demektir.

Sizin bu işte daha zamana ihtiyacınız var demektir.

Gerçek kararınızı aldığınız zaman bu tür sorular gündeminizde pek yer almaz.

Sizin başarınıza, Yavuz BAĞCI