Nasıl Bırakılır?

Deneriz. Oldu oldu. Olmadı bırakırız?” diye düşünüyorsan. Bu tavsiyelerim senin için.

İşe başlayan insanların bazıları zamanından erken bırakıyorlar.

Benim sana tavsiyem şu. Tabii ki bırak ancak, 100 kişiye video sunumu göstermeden bırakma.

Neden?

Bu işte neyin mümkün olduğunu görmen bence çok önemli.

Başarılı e ticaret işime başlarken bir karar almıştım. Üç ayda 500 kişiye sunum videosunu seyrettirecektim. Üç ay sonunda istediğim sonuçları alamazsam bırakacaktım.

Yani bırakmak için başladım.

Doğrudan satış, çok katlı pazarlama işinin artık beni meşgul etmesini istemiyordum. Çok katlı pazarlama işinden gına gelmişti. Kendi mesleğime odaklanamamıştım. Bu işi artık bırakmak istiyorum. Ya ben ona uygun değildim ya da, o bana uygun değildi bilmiyordum. Çok katlı pazarlama işinde çok başarılı bir kişi bana iş birliği teklif etti. Başarılı olan bir kişi sırf bu işi nasıl anlatıyor diye merak ettiğim için davetine tamam dedim. Tek amacım vardı. Başarılı olan bir kişi bir aday ile ne konuşuyordu, nasıl konuşuyordu bunu merak etmiştim. Benim yaptığım neleri yapmıyordu, benim yapmadığım neleri yapıyordu bunu merak etmiştim açıkçası.

Detaylarını burada çok girmeyecegim. YouTube kanalımda veya başka sosyal medya mecralarında her yerde bu hikayeyi detaylı bir şekilde anlatıyorum. Oralardan izleyebilirsin.

Başladım. İnsanlara video seyrettirmem gerekiyor. Muhabbeti şu şekilde başlattım.

  • Seninle bir video seyretmemiz lazım
  • Konu nedir?
  • Izlediğinde göreceksin.
  • Tamam. Izleyelim baklım. Merak ettim.

Sonrasında buluşma yeri ve zamanı konusunda anlaşıyorduk.

Buluşuyorduk ve sunum videosunu birlikte seyrediyorduk.

2012 Aralık ayı.. İşe başladığım zamanlarda ilk yaptığım davetler bu şekildeydi. Çok iyi sonuçlar aldım. Daha iyisi olabilir miydi? Muhtemelen olurdu ancak, o zamanki Yavuz Bağcı bu şekilde davet ediyordu. Bu davet şekli bile sonuç verdi.

Sımsıkı sarılmış olduğunuz bir fikri, yüksek bir heyecan ve inançla paylaşıyorsanız bu iş vallahi billahi oluyor.

Hemen bir anımı paylaşayım. Hayatımdaki psikolojik bariyerimin kırıldığı bir hatıra bu. Sunumları yapıyorum. İnsanlardan bazıları kendilerine e ticaret mağazası açmaya başladılar. Mağaza açılış sayısı artmaya başladı. Sponsorumu aradım. Dedim ki “abi bu iş oluyor”. Ve ağlamaya başladım. 1997 senesinden 2012 senesine kadar yapmak istediğim bir işti. Başarılı olamamıştım. Tek kuruş para kazanamamıştım. Şimdi olduğunu görmek beni çok duygulandırdımıştı. Kendimi tutamayıp hüngür hüngür ağlamaya başlamıştım. Psikolojik bir bariyer varmış kafamda. O bariyer Berlin Duvarı gibi çöktü. Bir devir bitti. Benim için artık yeni bir devir başladı.

Benim işe başladığım zamanlardaki klasik davet etme şekli yukarıda anlattığım gibiydi.

100 video sunumu birlikte izleyin. Kararı isterken net olun. Bana göre en net soru “Var mısın, yok musun?” sorusudur.

Böylelikle ne siz onun ne de o sizin boşu boşuna zamanınızı almamış olursunuz.

Tekrar ediyorum.

  1. Videoyu birlikte seyret.
  2. Kararı iste.

Kararı mümkünse hemen ya da en geç 72 saat içerisinde istedim. Sonuçta bir cep telefonu parası ile bir ticaret inşa edecek olan birisinin günlerce düşünmesine gerek olmadığını düşünüyorum.

Takımında çok sevdiğim bir abimin, Cumali abinin güzel bir sözü vardır. 72 saatten daha fazla düşünme süresi isteyen adaylara “Senden tapuyu istemedik ya. Altı üstü bir cep telefonu parasıyla global devasa bir ticaret inşa edeceksin” der Cumali abi.

İnsanların zamanını tüketme. İnsanların senin zamanını tüketmesine izin verme. Bir iş olacaksa olur. Olmayacaksa olmaz. Bu kadar basit. Kafa yapımı bu pratikliğe dönüştürdüğümde işim hızla inşa olmaya başlamıştı.

Pratik ol. İş bitirici ol. Merak etme. Evet diyip başlayan insanlar sana yaşamları boyunca her gün teşekkür edecekler. İster ürün kullanıcısı olarak evet desin isterse e ticaret mağaza sahibi olarak evet demiş olsun farketmez.

İnsan tarama programını tempolu bir şekilde işlet. Ne demek istiyorum? İnsanlara sunum videosunu seyrettir. Erteleme. Üşenme. Eğer bırakmayı düşünüyorsan 2 ayda 100 kişiye sunum videosunu seyrettirmeden ve net karar istemeden bırakma.

İnsanlardan hızlı kararlar istiyordum. Hiç kimsenin felsefesini dinleyecek zamanım yoktu. Buna tahammülüm yoktu. Üç ayda 500 kişiye sonu videosunu seyrettirecektim. Bu tezi test ediyordum.

Neden üç ayda 100 kişi değil? Neden altı ayda 100 kişi değil? Neden 2 ayda 100 kişi? Yanıt çok basit.

Düşünmeye vaktin kalmamalı.

Eğer düşünürsen yapamazsın. Hiç düşünce ile hareket etmek zorundasın.

Diğer sebep şu…

Şunu videosunu iki ayda 100 kişiye seyrettirme seni forma sokar. Tempoda tutar. Heyecanda tutar. Coşkuda tutar.

İki ay sonunda sonuçları değerlendirirsin. Sonuçları beğenmiyorsan bırakırsın.

Senin başarına, Yavuz Bağcı